Hava hafif sisli, bir miktar da yağışlıydı… Islanan montu, elinde çantaları ve yorgun gözleri ile eve bir an önce varmanın hayalini kuruyordu… Epey hareketli geçen, bol koşturmalı bir günün ardından sporunu da yapmayı ihmal etmemişti…
Elif 26 yaşında, gençliğinin baharında, hayatı için uğraşan, kendini geliştirme gayretinde olan bir genç kızdı. Ama yaşıtlarından farklı, oturaklı karakteri çevresini yaşından şüphe ettirirdi. Aklı başında, dinlemeyi ve yol göstermeyi seven, iş ve özel hayat dengesine dikkat eden bir yapısı vardı…
Lise ve üniversite yıllarının başları ise bu hali ile bir o kadar farklıydı. Çok keyifli geçirdiğini zannettiği zamanlar, şu anda koşarak uzaklaşmaya çalıştığı, dikiz aynasından bile arkasına bakmak istemediği yıllardı. Çevresi geniş, popülerliği yüksek, neşeli biri olması ve çevresine hayır diyebilmekte zorlanması nedeniyle bazen vicdanı ve istekleri çelişir… Doğru olmadığını düşündüğü kararları verebilirdi…
Aslında küçüklükten beri kendine söylediği bir söz vardı… Hatta bu en yakın arkadaşı ile hayalleri idi… “Biz 23 yaşında evlenmiş olacağız…” Gerçekten erken evlenmek istiyor, yuvasını doğru yollar ile kurmayı hedefliyordu… Ancak bunu tasdik eden bir yaşantısı, bu doğrultuda oluşturduğu bir sınırı ve realistik düşünceleri yoktu… Bu da bu isteğinin gerçek olmasındaki en büyük engeldi…
Şunu düşünmüş müydü;
Evli olmak, bir yuva kurmak ile ilgili beklentileri neydi?
Eşinde görmek istediği özellikler nelerdi?
Hangi özellikler onun için olmazsa olmazdı?
Peki o aradığı kişinin beklentilerine uyumlu bir yaşantıya sahip miydi?
Aslında isteği olsa da hedefi olmadığını anladığı nokta bir büyüğünün ona söylediği bu sözler ile olmuştu… “Yazmalısın.” dedi halası. “Beklentilerini, senin sahip olduğun özellikleri, senin için iyi bir evliliğin nasıl olması gerektiğini yazmalısın. Eğer sen bu detayda bir bilinç ile yaklaşırsan, işte o zaman karşına çıkan kişi tam da beklediğin kişi olabilir.”
Ve ekledi… Aynı zamanda sakınmalısın… Seni bu hedefinden uzaklaştıracak ilişkilerden, sınırı aşan arkadaşlıklardan, seni değersizleştirerek kıymetini bilmeyen her insandan…
O an bir aydınlanma gelmişti, iyi ilişkiler kurabilen bir insan olmak, insanlarla hızlı samimi olabilmek aslında onu bir o kadar da zorluyordu. Çünkü bu durumda kendini en şeffaf hali ile karşı tarafa açıyor ve sonrasında da uzun süre bu yaralarını sarmaya uğraşıyordu.
En son üniversite yıllarının başında yaşadığı ilişkisi de buna örnekti. Ciddi bir ilişki isteği ile başladığı bu yolda, karşı taraf aslında ona hiç uygun değildi. Ancak bunu görememiş çünkü görecek kadar sakınmamıştı. Adeta boğulmak için o dalgaların dibine gelmiş ve o noktada yüzmeye çalışan bir kişi gibiydi. Halbuki insan sakındığında, düşünebilmek için kendisine bir süre veriyordu. Tam zıddında sakınmadığında ise o dalgalar alıp onu da yutabiliyordu. Belki de o kişi ile ilgili kendisine sorması gereken sorular daha tanışma aşamasında iken sorulmalıydı. Ama yaşanılan anlık duygular bunu düşünmenin önüne geçiyordu.
“Ne kadar zorlaştırmışım hayatı kendime…” diye geçirdi içinden. Eve varmıştı. “Ah Elif ah…” dedi. Bir yandan eski haline hayıflanıyor, bir yandan da aldığı yolun ne kadar uzun olduğunu fark ediyordu… Anımsadığı kız epey küçüktü… Şu anda ise meslek hayatına atılmış, kendi hayatının kaptanı olmuş, sakınması maksimum seviyede bir yetişkindi. Yediği yemeğe de kurduğu arkadaşlık ilişkilerine de karşı cins ile olan konuşmalarına da bu hassasiyetle yaklaşıyordu… İyi gelmeyen, beslenemediği şeylerden sakındıkça, iyi gelen insanlara çevresinde yer açılıyordu…
Hayat o 23 yaşında hayalini kurduğu ilişkiyi artık karşısına çıkartabilirdi… Bunun için ne beklediğini tanımlamış, kendisini tanımış ve iyisini hak edebilmek için zıddından da sakınması gerektiğini anlamıştı… Dizlerinde yaralar, hafif izler olsa da; o bu izleri bir öğrenime çevirmeyi başarmıştı… Sahi yolun sonu bu sefer nasıl olacaktı?
Bir şeylerden sakınabilmek hayatımızdaki en büyük güç gerçekten de..
YanıtlaSilAynı zamanda sakınmalısın… Seni bu hedefinden uzaklaştıracak ilişkilerden, sınırı aşan arkadaşlıklardan, seni değersizleştirerek kıymetini bilmeyen her insandan…
YanıtlaSilKaleminize sağlık…
YanıtlaSilKaleminize sağlık ne önemli bir bilgi..."İyi gelmeyen, beslenemediği şeylerden sakındıkça, iyi gelen insanlara çevresinde yer açılıyordu…"
YanıtlaSilBunu ayristirabilmek ne büyük konfor, uygulayabilmek dileğiyle...🦋
Insan kendisine zarar veren şeylerden sakindikça, fayda verip fayda göreceği insanları hayatına çekme imkanına da sahip olacak... farkındalık için teşekkürler, kaleminize sağlık 🌷
YanıtlaSilSakınmanın önemi ve farkındalığını sağlayan çok güzel bir makale olmuş emeğinize sağlık💐
YanıtlaSilİyi gelmeyen, beslenemediği şeylerden sakındıkça, iyi gelen insanlara çevresinde yer açılıyordu… sahiden de öyleydi
YanıtlaSilTanımlamak... ne istediğini tam olarak tanımlarsa insan ancak o zaman ne istemesigini, neyden uzak durması gerektigini biliyor..
YanıtlaSilİnsan kendisine zarar veren şeylerden sakındırma fayda vereni hak ediyor. Çok güzel bir yazı. Elinize sağlık:)
YanıtlaSilİnsan hedefe giden yolda ne yapması gerektiğini biliyor ama bazen de ne yapmaması gerektiğini bilmiyor. İnsanın ticaretinde de ilişkilerinde de kullanabileceği güzel bir örnek..
YanıtlaSilsakınmalısın… Seni bu hedefinden uzaklaştıracak ilişkilerden, sınırı aşan arkadaşlıklardan, seni değersizleştirerek kıymetini bilmeyen her insandan…
YanıtlaSilDizlerinde yaralar, hafif izler olsa da; o bu izleri bir öğrenime çevirmeyi başarmıştı…
YanıtlaSilVe birçoğumuz böyle öğrendik hayatı...
Ve şimdi kimse dizlerini kanatmadan öğrensin diye çabalıyoruz 🥰