YAZMIŞ MI

 


Soğuk ve yağmurlu bir kış gününe daha gözlerini araladı. Her zamanki gibi ilk işi telefonundaki mesajları kontrol etmek oldu. Bir süredir zihnini esir alan bir cümle vardı: “Yazmış mı?..”


Seneler önce karşılaşmışlardı. Kısacık yaşamı boyunca, bir erkekte her ne aradı ise karşısında, capcanlı karşısında duruyordu İrem’in. Yakışıklı, uzun boylu, geniş omuzlu, güzel gülüşlü Efe. O akşam tanışmışlar, konuşmuşlar ve çok gülmüşlerdi.

Sonra uzun bir sessizlik…

Artık İrem kendisini bir kitap okurken, bir şarkı dinlerken bile Efe’yi düşünürken bulur hale gelmişti.  Sonra Efe tekrar çıkageldi. Ve İrem tekrar o ilgiyi alabilmenin peşine düştü. Efe’den gelen her yeni etkileşim, minik bile olsa, İrem’in dünyasında çözmeye çalıştığı kocaman bir bulmacaya dönüşmüştü sanki. “Neden bu kelimeleri kullandı? Neden burada tek n harfiyle yazabilecekken iki tane ile yazdı? Bu soruyu sorarak ne öğrenmeye çalışıyor? Söylediklerinin alt metni ne?” Arkadaş sohbetlerinin ortasında her konuşulan konuda Efe ile ilişkilendirebileceği bir şey ararken buldu kendini. Odağı o olmuştu. O peşine düştükçe, Efe günden güne ondan uzaklaşıyordu sanki. Efe uzaklaştıkça, İrem’e bir şey oluyordu. Üzgün, sıkıntı, depresyonda…

Efe’yi hayatının merkezine, kendi hedeflerini, isteklerini bir kenara koymuştu. Zaman içerisinde arkadaşlarıyla da arası bozulmuştu. Efe’den başka bir şey anlatmıyordu. Arkadaşları unut onu dediklerinde, delirmiş gibi tepki veriyordu. Aramayan, sormayan Efe’den geriye tek bir şey kalmıştı: “Yazmış mı?”

Neyi beklediğini bile bilmeden bekliyordu. Gelse ne olacaktı? Arasa ne olacaktı?

İnsan neden yapar bunu kendine?

Bazen kendisini içinde bulduğu bu durumu bile anlayamaz hale gelmişti. O yağmurlu, soğuk gün, dışarı çıktı. Uzun uzun yürüdü. Nereye doğru dahi gittiğini bilmeden…

Aşk lafını hiç duymamıştı Efe’den. Ama İrem, aşık olduğunu tüm dünyaya duyurmuştu. Şimdi geldiği noktada neyin ne olduğu anlaşılamıyordu. Hayatı karman çorman olmuştu. 

Ayakları onu alıp eskilerden bir arkadaşının yanına taşıdı. Onu yargılamadan dinleyen tek kişiye doğru. Ayşe…

Ayşe kapıda sırılsıklam İrem’i gördüğünde yüzü bembeyaz kesildi. “Gel, gel. İçeri gel. Çok ıslanmışsın.” O anda İrem, deli gibi ağlamaya başlamıştı. Gözyaşlarını durduramıyordu.  Ağladıkça biraz rahatladı. Hafif hıçkırıklarla son bulan ağlaması durdu ve Ayşe’nin güzel yüzüne baktı. Ne bir ses etmiş ne de ağlama demişti. Tek dediği şey “Geçecek.” olmuştu. Sanki içindeki tüm zehrin dışarı çıkmasına izin veren, bu acıyı hafifleten işte o sessizlikti.

Çaylarını aldılar. Ve kısa bir konuşma başladı.

İnsan ilişkileri nasıl başlar… Her şeyin çok güzel başladığı düşünülen ilişkiler nasıl bozulur. Bozulan ilişkiler tekrar nasıl toparlanır.

Bir de her şey başladığı yere döner ama nasıl? Demişti.

Sahi insan her süreci bir şekilde aşıyordu ama nasıl. Nasıl oluyor da bazen o olayı tekrar yaşamıyor veya nasıl oluyor da tekrar tekrar kısır döngü gibi başa sarıyordu.

Evet. Evet dedi. Bunları düşünmek zihninde yeni sekmeler açmıştı.

Doğru soruları sorduğunu hissetti.

Sadece bunları merak etmek dahi şimdiden odağını kendine çevirmesini sağlamıştı.

Artık değişim zamanıydı. Karın eriyip toprağın altında yeşermeyi bekleyen tohumlar gibi hissediyordu kendini. Arınmış bir zihin ile…

Değişim kendiyle başlamalı ve hayatına yayılmalıydı.
O zaman bir soru sor kendine…
Haydi sor…
Korkma, doğru sorularla başlayan değişimler; tırtılın kozasından kelebeğin çıkmasına benzer…

Yorumlar

  1. Aslında her yere yazılan o kadar çok mesaj var ki, insan doğru mesajların peşine düşünce dönüşüm başlıyor.. Yazı için çok teşekkür ederiz..

    YanıtlaSil
  2. Cok guzel keyifli ama aydinlatici bir oykuydu.
    Kalbinize saglik

    YanıtlaSil
  3. Ne kadar hepimizin ozetiydi. Keske her insan kisa surede dogru sorularla uyanabilse

    YanıtlaSil
  4. Sen çok severken istersin ki o da seni çok sevsin... Peki bu mümkün mü?

    YanıtlaSil
  5. İnsan ilişkileri nasıl başlar… Her şeyin çok güzel başladığı düşünülen ilişkiler nasıl bozulur. Bozulan ilişkiler tekrar nasıl toparlanır... Çok başarılı, çok düşündürücü, emeği geçenlerin kalemine , ilmine sağlık olsun 🙏

    YanıtlaSil
  6. Harika bir yazı adeta insanın soruları zihnin de canlanıyor emeklerinize sağlık ...

    YanıtlaSil
  7. Bazıları da erkekler kötüdür bazılarından kadınlar kötüdür iki tarafta birbirini olumsuz adlandırıyor. Mesele İlişkileri dengeye getirebilmek. Sorun erkekte veya kızda değil ilişkiyi yönetemeyen da.

    YanıtlaSil
  8. O ilk soru.. Çözümün gelmesi için yeterdi aslında..

    YanıtlaSil
  9. Soru varsa cevap var... kaleminize sağlık...🌱

    YanıtlaSil

Yorum Gönder