OLASILIKSIZ OLAN




Güzel, demli bir çaydı elindeki. Yüzünü yaklaştırıp yükselen kokuyu içine çekti. Fincanı incecik bir porselendi. Beyaz zemin üzerine, minik pembe güller ve açık yeşil yapraklı desenleri vardı. Zemin ve desen uyumu çok güzeldi. Her şey nerede duracağını iyi biliyordu sanki. Bergamotlu ve iyi demlenmiş, kıvamı tam yerinde bir çay, onu keyiflendirmeye yetiyordu. Fincan güzeldi ve sadece süslüydü. Var olan ama ‘var olmasa da olur’ olan...
Evin balkonundan dışarıyı seyrediyordu. İklim şaşmıştı, Mayıs gibi olmaya çalışan bir Ekim yaşanıyordu. Gülümsedi, başkalarına benzemeye çalışan insanları hatırladı.
Çayından bir yudum daha aldı ve evinin karşısındaki parkı seyretmeye başladı. Ağaçların bir kısmı yapraklarını dökmüş, bir kısmı ise henüz kış uykusuna yatıp yatmamakta kararsız kalmıştı. İnsan da öyle değil miydi, rutini bozulduğunda şaşkınlaşıyordu. En ufak bir değişiklikte sürekli yaptıklarını yapamaz hale gelebiliyor, dengesini yitiriyordu. İyi giden bir evlilik, günün birinde bittiğinde, eviyle işiyle ilgilenen kadın, sanki yaşamı kaçırmış gibi telaşa kapılıp, yapmayacağı davranışları sergileyebiliyordu. Ya da bir öğrenci, üniversiteyi kazanıp farklı bir şehre gittiğinde, o güne kadar yapmadığı davranışları sergilemeye başlayabiliyordu. Zemin ve desen uyumu bozuluyordu. Zemin değiştiğinde desenin dengesi şaşıyordu. Yani insanlar olasılıklarını şaşırtabiliyordu. Ama ya olasılıksız olan?
İnsanın, fiziksel detaylarını değiştirmeye çalışması da aslında sahip olamayacağı bir şeye sahip olmaya çalışması değil miydi? Doğuştan insana verilen, kontrolünün dışında olan her özellik, aslında insanın olasılıksız olanla sınanmasıydı. Kahverengi saçlı bir kadın, kızıl saçlı olmayı dileyebilir ve saçlarını kızıla boyayabilirdi. Ama bu, kızıl saça sahip olduğu anlamına gelir miydi? Diplerden yine kahverengi saç çıktığında insan aslında hiç sahip olamayacağı bir şeyi istediğini görmeyecek miydi? İnsan olasılıksız olanı isteyebilirdi fakat o hiçbir zaman olmayacaktı. İnsan daha uzun ya da daha kısa boylu olmayı, daha farklı bir ten ya da göz rengine sahip olmayı dileyebilir. Çenelerini, burunlarını değiştirmeyi ya da başka bir anne-babadan doğmayı isteyebilir.
İnsan, olasılıksız olanla, yani hiçbir zaman olmayacak olanlarla sınanır. Kimi insan kazanır, kimisi kaybeder. Hayat, insanın tahmin edemeyeceği kadar ince bir hesap yapar. Hayatın hesaplaması kuyumcunun terazisinden bile daha hassastır.
İnsan, sahip olmayacakları ile sınanıyordu evet, ama aynı zamanda verdiği tepkilerle de tüm hesapları değiştirebilmeyi hak ediyordu. Bazen kazanırken kaybediyor, bazen kaybederken kazanabiliyordu... Çocukları olsun diye varını yoğunu harcayan karıkoca, olasılıksız olan için kendini zor duruma sokabiliyordu. Başka bir çift ise çocukları olmuyor diye yetimlere ebeveyn olmayı seçebiliyordu. Bazen yokluk, gerçek bir zenginliğe dönüşüyordu.
Yaşam bir yolculuktur. Önemli olan neye sahip olmadığın değil, bu yolcuğun kişiyi nereye götüreceğidir. Uzun boylu olmadın, boyunun kısa olması seni daha sevimli, daha gülümseten, daha çalışkan yapacak mı? Sahip olamadıkların seni daha iyiye götürecek mi, performansını arttıracak mı? Geçmişte acı çektiğin için herkesten daha sabırlı, şükürvari olabilecek misin? Sahip olmak üzere oldukların senin motivasyonunu, ümidini arttıracak mı?
Çayının son yudumunu da içti. Ne kadar boşuna bir endişeydi insanın sahip olamayacaklarına bakıp da üzülmesi. Parkta oynayan çocuklara baktı. Birlikte oynarken gördükleri aslında sadece kendileriydi. Farklılıklarla ilgilenmiyorlardı. Ne kadar benzer olduklarıyla ilgilenip aynı zeminin renkleri oluyorlardı. Sağıyla soluyla oyalanmayıp, önüne bakan için yaşam hakikaten keyifliydi.

Yorumlar

  1. çok güzeldi...

    YanıtlaSil
  2. Oyalanmadan yaşamımızın şükrünü ededebilmek ne büyük konfor ne büyük mutluluk, kaleminize sağlık🌿

    YanıtlaSil
  3. Yaşam bir yolculuktur. Önemli olan neye sahip olmadığın değil, bu yolcuğun kişiyi nereye götüreceğidir. Emeklerinize sağlık...

    YanıtlaSil
  4. Yaşam bir yolculuktur. Önemli olan neye sahip olmadığın değil, bu yolcuğun kişiyi nereye götüreceğidir. Emeklerinize sağlık...

    YanıtlaSil
  5. çok güzel bir yazı..

    YanıtlaSil
  6. Yoklukların gerçek zenginliğe dönüşmesi dileğiyle

    YanıtlaSil
  7. İnsanın sahip olduklarıyla ve olamadıklarıyla sınanması… tepeye çıkıp bakmak gibi oldu hayatımıza…
    Kaleminize sağlık😊

    YanıtlaSil

Yorum Gönder