NE UMDUN NE BULDUN

Bekledim…

22 saat doğum sancısı çektikten sonra suni sancı verilmişti. Bu en kötüsüydü. Doktorlara ağrı kesici için yalvardığını hatırlıyordu. Normal doğum yapamamış, sezaryen olmak zorunda kalmıştı. Saatlerce acı çekmesi sanki yanına kâr kalmıştı.   Hayatının en zor gecelerinden birini geçirmişti belki de. Kızını dünyaya getiren yolculuk canını çok acıtmıştı. 

Geçen yılların ardından geriye dönüp baktığında çektiği sancının acısını unutmuştu bile. Unutamadığı tek şey eşinin bir dal çiçek bile almadan elini kolunu sallayarak hastaneye gelişiydi. Tek çiçek gönderen kişi babasıydı. Aslında çiçek beklediğinden değil. Onu düşündüğünü bilmek istiyordu.

Herhangi bir günde özel bir günü unutmasını dert etmezdi. Bugün onun için sıradan bir gün değildi. Olayın yaşandığı yani doğumun gerçekleştiği gündü. O gün herkesten çok onun desteğine ihtiyacı vardı. Geleni gideni çoktu ama gözleri hep eşini aradı. 

Geldikten sonra da hastaneye gelen misafirlerle sohbete dalmıştır.  Giderken de akşam “Bizim takımın oyuncuları geliyor, onlarla yemeğe gideceğim, nasılsa birileri kalır” demişti.

Onun için çekilen sancıdan çok daha acıydı bu yaşadıkları.

İnsan bu hayatta anlaşılmak ve değer görmek ister. Birileri için bedel öder ve karşılığını bekler. Karşılığını alamadığında derin bir ümitsizliğe düşer.

Artık bir süre sonra o da ümidini yitirmiş ve sessizleşmişti. Kendini çocuklarına adamıştı. Bir taraftan da komşularıyla vakit geçiriyordu. Onlardan biriyle iyi anlaşırdı. Bir gün kahve içmeye geldiğinde söylediklerini aklından çıkaramıyordu. “İnsanın mutlu ya da mutsuz olması kendi elindedir. Nerede ve kiminle olduğunun bir önemi yoktur demişti.” Gerçekten böyle miydi? Peki nasıl?  Sormaya cesaret edememişti.

İnsan hayatta hep mutlu olmak ister. Fakat mutluluk kavramının ne olduğunu bilmezse, nasıl mutlu olunur  sorusunun cevabını da bilemez. Mutluluk sahip olmakla ilgili bir şey midir yoksa tatmin olabilme becerisiyle mi? Sahip olmakla ilgili olsaydı.  O zaman her şeye sahip olan çocuklarımız çok mutlu olmalı değil miydi?

Keşke sihirli bir değnek olsa ve eşini tamda istediği gibi birine çevirmek mümkün olsaydı diye düşündü. Zaten kendisine baktığında her şeyi olması gerektiği gibi hatta fazlasıyla yapıyordu. O zaman bu sıkıntının kaynağı olan eşi değişmeliydi diye düşündü.

  


İnsan sahip olduklarıyla mutlu olamadığını görünce dış dünyayı suçlar.

“Ben elimden geleni yaptım ama o bana karşılığını vermedi.  Sevdiğini söylemedi. Elimi tutmadı. Beni beğenmedi, takdir etmedi” diye düşünür. Neden mutluluk sebebini o kişiye bağladım diye düşünmez.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; “Mutlu olmak da olmamak da insanın kendi elindedir. Mutlu olmak ulaşılmaz bir şey değildir. Asıl mesele insanın beklentisini doğru yere koyabilmesidir.” Mutluluğu bir dış dünyadan beklemek değildir. Bu akıntıya karşı ters kürek çekmek gibidir.

 

Peki mutluluğun sırrı nedir? Bunun için Başarı Psikolojisi eğitimimize davetlisiniz.

 

 

Yorumlar

  1. Merhaba, beklenti yönetiminin ne kadar kıymetli olduğunu hatırlatan güzel bir yazı, insan devamını merak ediyor, kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  2. Beklentilerimizi doğru konumlandırarak hayatımızı keyifli hale getirmek ümidiyle.. Kaleminize sağlık..

    YanıtlaSil
  3. Mutluluğun sahip olduklarımızla değil, beklentilerimizle ilgili olduğunu bilmek rahatlatıyor insanı 🌿

    YanıtlaSil
  4. Mutluluğun saklı olduğu kutuyu açmak ne güzel bişey olsa gerek ☺️ emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  5. Çok güzel bir yazı olmuş, nokta atışları… Kaleminize sağlık…

    YanıtlaSil
  6. Emeğinize sağlik hem faydalı hemde güzel bir yazı olmuş 🌻

    YanıtlaSil
  7. Aynı şeyleri yaşamış ve Cook üzülmüştüm .3 cocukta da. ne zaman ki DTÖ ile tanıştım nasıl mutlu olacagimı öğrendim.tesekkurler hocalarim

    YanıtlaSil
  8. Çok güzel çok doğru bir yazı olmuş kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  9. ellerinize saglık, cok güzel bir yazı olmus keyifle okudum🌸

    YanıtlaSil
  10. Ne umdum Ne buldum?Karşınızda ki kişiye ödediğiniz bedel karşılığın da beklenti içersine girdiğimiz de mutsuz oluruz.Çok bedel çok mutsuzluk.İyi ki bu eğitimleri almışım.Bana,olaylara bambaşka bir bakış açısıyla bakmamı sağladı. Kişilerle (arkadaşlarım,sevgilim,kardeşim…)yaşadığım sorunlar da artık ben onlar için saçımı süpürge ettim,onlar için herşeyi yaptım ama karşılığın da hep bir nankörlük gördüm demiyorum.Ben neden bu kadar onlar için bedel ödedim diyorum.Karşımda ki insanları suçlamayı bırakıp ben kendime bakıyorum,ben ne yaptım ki bunları yaşıyorum.Aldığım derslerden sonra,artık neyi neden yaşadığımı biliyorum.Sizler de;hayatınız da bu olaylar neden beni buluyor bem neden bunları yaşıyorum,ne kadar kısmetsizim,ne kadar şanssızım diyorsanız bu dersleri almanızı tavsiye ederim.Herkesin GERÇEĞİ öğrenmesi dileğiyle…

    YanıtlaSil
  11. insanın nasıl mutlu olacağına dair çok güzel bir yazı olmuş emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  12. İnsan beklentisini doğru yerde doğru kişide tutmadığında sonuç hep hüsran. Elinize sağlık.

    YanıtlaSil
  13. Umduklarımızı mutluluğa çevirebilmek ne güzel kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  14. mutluluğa bakış açımızı düşündüren, aslında ne ama biz ne zannediyoruzu anlatan güzel bir yazı emeğinize sağlık 🙏🏻

    YanıtlaSil
  15. Beklenti, istekler ve mutluluk gibi hayatımız için çok önemli olan kelimelerin gerçek anlamların nasılda farkında olmadığımızı ve beklentilerin sandığımızdan çok daha fazla hayatımızı etkilediğinin bilmiyoruz. Elinize sağlık hocam

    YanıtlaSil
  16. Beklentiler hayatlarımız sandığımızdan çok daha fazla etkiliyor ve bunun farkında degiliz. Ve aslında hayatımız için anlamları önemli olan; beklenti, istek ve mutluluk gibi bir çok kelimenin tam anlamını bilmiyoruz. Farkındalık içeren makaleniz için elinize sağlık hocam.

    YanıtlaSil
  17. İnsan bekledikçe bulamıyor. Ne güzel anlatılmış

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsanın, doğum gibi çok zor bir olayda, eşinden ilgi beklemesi kadar doğal ne olabilir! Keşke, o baba eşine gerekli desteği verebilseydi. Ama o babanın bu desteği veremeyeceği dHa önce de belli olmuştur, insan keşke hayatındaki işaretleri görebilse. Veya bir diğer bakış açısı ile acaba o baba, doğum gibi günlük hayatın dışında, olağandışı durumlarda korkup, “her şey her günkü gibi” demeye mi çalışıyordu. Öyleyse bunun da işareti gelmiştir. Acaba hangisi, Deneyimsel Öğreti eğitimleri bu farkı farketmeyi sağlıyor. Herkese öneriyorum.

      Sil
  18. İnsanın beklentisi hep yanlış yönde, insan mutluluğu kendisini anlamayan insanlara bağladığında mutsuzluğa mahkum oluyor.. Emeğinize sağlık

    YanıtlaSil

Yorum Gönder